ABD Küba ablukasına (Kübalılar ambargo yerine bu kelimeyi tercih ediyorlar) sosyalist devrimle (1959) birlikte başladı.
Bunun için özel yasalar bile yayımladı: 1992’de Toricelli ve 1996’da Helms Burton yasaları.
Devrim öncesinde Küba ticaretinin %75’inin ABD ile gerçekleştiği gerçeği dikkate alınacak olursa bu kuşatmanın ne anlama geldiği net olarak anlaşılır.
Devrimin ilk yılı içinde ABD Küba ile tüm ticaretini kesmiş, uçak kalkışlarını, ABD vatandaşlarının Küba’ya seyahatlerini ve para transferlerini yasaklamıştı bile. Toricelli Yasası ile Küba’ya giriş yapmış herhangi bir deniz aracının 6 ay süreyle ABD karasularına girişi engellendi, böylece Küba’nın diğer ülkelerle ticaretine de blokaj getirilmiş oldu.
Özellikle 1990 yılında sosyalizmin yıkılmasıyla birlikte Küba halkı çok ciddi sıkıntılar yaşamaya başladı. Zira o tarihte Küba ticaretinde sosyalist bloğun payı %85’ti.
Böylece ambargonun etkileri bütün sektörlere yayıldı. Temel gıdalarda (kırmızı et de dahil olmak üzere) büyük kıtlık yaşandı. 1990’da 900 bin olan cerrahi operasyon sayısı 500 bine düştü. Nedeni tıbbi malzemelerdeki eksiklikti.
Bulaşıcı hastalıklar neredeyse patlayıcı bir hızla arttı. Sosyalist bir ülkede olacak iş değildi ama suların klorlanamaması nedeniyle tifo, dizanteri salgınları görüldü.
1991-1995 döneminde ekonomi %31 küçüldü. Yalnızca 1996 yılı içinde kişi başı ulusal gelir %16 düştü.
ABD’nin Küba sosyalizmine yönelik politikaları yalnızca abluka ile sınırlı kalmadı. Castro’ya karşı sayısız suikast, Küba tarım alanlarına ve sanayi tesislerine yönelik sabotajlar, meşhur Domuzlar Körfezi çıkarması (Nisan 1961)…
*****
Küba sosyalizmi tercih etmesi nedeniyle bu ablukaya maruz kaldı, ama yine sosyalizm sayesinde ablukayla baş edebildi.
Küba liderliği yaşanan sorunları tüm çıplaklığıyla halka açıkladı. Ve yalnızca birlikte direnerek, sosyalizme sahip çıkarak zor günlerin aşılabileceği yönünde politik bir doğrultu belirledi. Küba devriminin ayakta kalmasını sağlayan antiemperyalist bilinçtir.
Küba sosyalizminin en önemli kazanımlarından birisi olan siyasi katılım mekanizmaları sonuna kadar açıldı, siyasette yabancılaşmanın ortaya çıkmaması için her şey yapıldı. Bu bakımdan Komünist Partisi’nin öncülüğü belirleyici işlev gördü.
*****
Küba çok sıkıntılı olan bu süreci sosyalizm bakımından kazanıma dönüştürmeyi de bildi. Örneğin petrol yokluğuna bisikletli yaşamla yanıt verildi. Küba sağlık otoriteleri ortalama yaşam süresinin beklenenin üzerinde olmasında bunun etkisi olduğunu ısrarla söylerler.
Yeşil tarım aynı dönemde gelişti. Küba yönetimi Havana’yı ve diğer büyük kentleri aynı zamanda birer tarım merkezi haline getirdi. Bugün Havana merkezi tarım bakımından kendisine yeterli bir potansiyele sahip.
Küba tıp alanında da aynı süreç içinde atılım yaptı. Aşı ve temel ilaçlarının hemen tamamını kendisi üretir ve hatta ihraç eder kapasiteye ulaştı.
*****
Devrimden beri neredeyse 60 yıl geçti, ama ABD emperyalizmi Küba ile uğraşmaktan vazgeçmedi.
Bunun birkaç nedeni var.
Öncelikle; ABD siyasetinde sosyalizm düşmanlığı belirleyicidir. Emperyalizm sosyalizmi, yok etmek üzere, bütün araçlarla kuşatmalıdır. Dünya emekçilerinin bilinçlenmesini istemez. Alternatif oluşmasına izin vermez. ABD’nin Küba düşmanlığı karakteri gereğidir.
Obama bile, Küba’ya yönelik ablukayı hafifletme kararını aldığında, Küba demokrasisiyle ilgili saçma sapan laflar söylemekten, Küba’yı insan haklarına saygılı olmaya davet etmekten geri durmuyordu.
Diğer bir neden, ABD ile nüfus, yüz ölçümü, ekonomik kapasite bakımından kıyaslanamayacak derecede küçük olan Küba’nın, hemen her konuda büyük başarılar sergiliyor oluşudur. Sağlık, eğitim, çevre, sürdürülebilir kalkınma, insan hakları…. Bu alanların tamamında Küba ABD’den çok çok açık ara öndedir ve tüm dünyaya örnek oluşturur.
Bir de daha devrimin beşinci ayında (Mayıs 1959) Küba hükümetinin Amerikan şirketlerinin elindeki latifundiyaları ve şeker fabrikalarını millileştirme kararı var tabi ki. Canları çok yanmıştı.
Kısacası ABD insana düşman olduğu için sosyalizme ve Küba’ya düşmandır.
Trump’ın ablukanın yeniden sıkılaştırılması yönünde aldığı karar Küba’yı zor duruma sokabilir şüphesiz.
Ancak bu yeni durum Küba’yı ve sosyalizmi dünya halkları gözünde meşrulaştırmaktan ve ABD’nin zaten çok kötü olan sicilini daha da karartmaktan başka bir işe yaramaz.
*****
Küba başarır. Sosyalizm başarır.
Bu boş bir laf ve hamaset değildir. Zira Küba bunu defalarca kanıtladı.
Ama “Küba başarır” demek, aynı zamanda dünyanın her yerinde sosyalizm mücadelesini yükseltmeye söz vermek demektir.
Küba şimdi yeniden bütün komünistleri sorumluluğa çağırıyor.
İlker Belek
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/ilker-belek/trump-da-kimmis-kuba-boyun-egmez-200345