- CİHAN DEMİRCİ TANSEL, ÇİĞDEM ÇAĞLAYAN, ŞADAN TÜTÜNCÜ, ZUHAL OKUYAN
Havana’nın batısında, Rosario Sıradağları’nın kalbinde yer alan Las Terrazas 100 bin hektar alanı kapsamaktadır. Bunun 5 bin hektarı biyosfer rezerv alanıdır. Ekoloji odaklı bu kompleks sıradağların farklı ekosistemlerini incelemek ve izlemekten sorumlu olan “Sierra del Rosario Ekolojik Koruma Alanı Araştırma Merkezi”nin sorumluluğundadır.
Nemli bir tropikal iklimin hâkim olduğu bölgede yapraklarını dökmeyen ağaçlar ve geniş bir fauna yaşamı sürdürülebilmektedir. 5 bin hektarlık doğal bir alanda başlayan proje bugün yedi milyon ağaca sahip 25 bin hektara ulaşmış bulunmakta. Serçeler, bülbüller ve Küba’nın ulusal sembollerinden tocororo kuşu ve dünyanın en küçük sinekkuşu zunzuncito da dâhil olmak üzere 126 kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır ve bu kuşlardan 14 tanesi endemik türdür.
Havana’nın 50 km batısında, UNESCO tarafından 1985 yılında Biyosfer Rezerv Alanı olarak onaylanan önemli bir turizm kompleksidir. Koruma altındaki bölgenin flora ve faunası oldukça etkileyici olup, 1200 nüfuslu bir topluluk ile 50 yılı aşkın bir süredir korunup geliştirilerek, sürdürülebilir bir kalkınma deneyimini sergilemektedir. Oysa 1968 yılından önce burası yöre halkı için hiç de vaatkar olmayan çölleşmiş bir alanmış.
Proje kapsamında, bin 360 km uzunluğunda teraslar oluşturulup sedir, maun, avokado, mandalina gibi çeşitli ağaçlardan altı milyon adet dikiliyor. Aynı proje çerçevesinde, 170 km yol açılıp San Juan Gölü çevresine ev, okul, klinik gibi yapılar inşa ediliyor. Bugün köyün ortak alanında yer alan kamusal binalar arasında sağlık ocağı, eczane ve okulların yanı sıra kreş, yaşlı bakım evi ve dans geceleri, konserler, filmler için ayrılmış büyük bir eğlence salonu var. Devrim öncesinde yoksulluk ve cehalet içinde, izole şekilde yaşayan yöre halkı bu sayede kamusal hizmetlere ve ekolojik olarak sürdürülebilir ekonomik faaliyetlere kavuşmuş.
İspanyol sömürgeciliği döneminde bölgenin ağaçları kesilerek İspanya’ya götürülmüş. 19. yüzyıl başında Haiti Devrimi’nden kaçan Fransız kahve plantasyonu sahipleri de kahve üretimine devam etmek için Küba’nın doğu ve batı uçlarındaki bölgeleri seçmişler. Bölgenin çölleşmesine neden olan kahve döneminin en büyük plantasyonu Buena Vista’nın ortasında yer alan bina bütünüyle muhafaza edilip restore edilebilmiş, şimdilerde bir restoran olarak hizmet veriyor.
Küba’nın İspanyollar tarafından keşfinden (1492) devrime kadar (1959) doğal zenginlikler sömürülmüş, tüketilmiş, Amerika Birleşik Devletleri de sömürgeye devam etmiş. Sömürgecilik döneminde çevreye yönelik saldırılar; geniş orman alanlarının tüketilmesi, toprağın verimsizleşmesi, su kalitesinin bozulması, erozyon, bilinçsiz tarım, sığırlar için arazinin kontrolsüz kullanımı oldukça geniş ağaçsız alanlar yaratmış. Ayrıca bu bölgede yaşayan halkın içler acısı durumu, sağlık koşullarının yetersizliği, aşırı yoksulluk, ırk ve cinsiyet ayırımcılığı, sosyal adaletsizlik, cehalet ve genel olarak sömürü düzeni ile bağlantılı ciddi sorunlarla karşı karşıya kalınmış.
1959’da iktidara gelen devrimcilerin hümanist karakterlerinden dolayı en geniş anlamıyla halkın yaşam kalitesinin artırılması temel ilke edinilmiş. Bu bağlamda Las Terrazas projesinin hedefleri; (1) sürdürülebilirliği destekleyen eşitliğin garantisi olan temel sosyal hizmetlere toplu erişimi savunmak, (2) üretim süreçlerinde, alternatif enerji kaynaklarından ve sürdürülebilir tarım uygulamalarından daha fazla verim elde etmek, (3) çevre bilincini artırmaya yönelik daha iyi eğitim, (4) devrimsel sürecin toplumsal kazanımlarını gelecek bin yıl için koruyarak, (6) arazi bozulması, su kirliliği, kanalizasyonlar ve insan yerleşimlerinin çevreye etkisi, ormansızlaşma ve biyoçeşitliliğin kaybı gibi ülkedeki temel çevre sorunlarına çözüm bulmaktı.
Las Terrazas; ıssız bir dağ, ormanları ve sakinlerinin doğa ile uyumlu, sürdürülebilir bir yaşam tarzına kavuşmalarını sağlayan kapsamlı bir yeniden ağaçlandırma projesiydi. Sürdürülebilir kalkınmanın üçüncü bir yolunu yaratan girişimciler, ekolojistler ve bölge sakinleri ile çalıştaylar yaparak projeyi hayata geçirdiler. Bu deneyim, başlangıçta bölgenin ekonomisini canlandırmanın ve insanların yaşam standardını iyileştirmenin önemli bir yolu olarak yüksek doğal ve tarihi değerlere sahip güzel bir dağlık alanda turizmi geliştirmeyi amaçlıyordu.
Las Terrazas topluluğu, kentsel işleyiş için temel olanakları belirleyerek ve temel unsur olan binaları peyzaj ile uyumlu hale getirerek mimari bir üsluba sahip minyatür bir şehir tasarlamış. San Juan Gölü kıyısındaki küçük bir vadide yer alan bu kasabanın en çarpıcı yanı mimarisidir. Las Terrazas ayrıca geri dönüştürülmüş kâğıt, ahşap ve seramik kullanan zanaat butiği, serigrafi mağazası ve bitkisel elyaf dokuma dükkânları ile de hizmet vermektedir.
Bu proje üç amaca hizmet etmek üzere, devrimden sonra tümüyle ağaçsız olan bu bölgede oluşturulmaya başlanmıştır.
Birinci amaç: Ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına çevresel boyutu da dâhil ederek, eğitim ve kültür düzeyinin yükseltilmesine önem verilerek nüfusun maddi ve sosyal ihtiyaçlarının bütüncül bir şekilde karşılanmasıyla yöre halkının yaşam standartlarını yükseltmek. Etraftaki yoksul halkın göç etmeden bulundukları ekosistemde kaliteli yaşam sürmesini sağlamak. Dağlık bölgelerde dağılmış olarak yerleşmiş olan ailelerin birleştirilmesi onlar için ortak bir alt yapının kurulması, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yerelde çözülmesi amaçlanmış. Temiz su, elektrik, kreş, ilkokul, lise ve öğretmen ihtiyacının karşılanması, aile hekimi, eczane, alışveriş merkezi ve sinema salonu gibi sosyal etkinlik alanlarının oluşturulması. Bu tamamen insan odaklı bir yaklaşım olup kimseyi eğitim ya da çalışmak için bulunduğu bölgeden ayırmamayı hedeflemektedir. Las Terrazas’da yaşayan bin 200 kişinin evleri devlete ait olup halka kullanım hakkı verilmiştir. Evin dış tadilatı devlete, iç tadilatı ise yaşayan aileye aittir. Elektrik ve su giderleri için halk minimum ödeme yapmaktadır. Nüfusun yüzde 80’i turizm ile geçinirken, yüzde 20’si ormancılıkla uğraşmaktadır. Halkın yüzde 92’si yerli, kasabada taşıt yok, yürüyerek veya bisikletle bir yerden bir yere gidiliyor. Kasaba dışına toplu taşıma araçları ile seyahat ediliyor. Halk sağlığı oldukça önemli, iki doktor çoğunlukla evleri ziyaret ederek sağlık sorunlarının çözümünü üstleniyor.
İkinci amaç: Adalet ve eşitlik çerçevesinde çevreyi korumak ve doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanımını garanti altına almak. Bunun için de ekonomik, mali, ticari, enerji, tarım ve sanayi politikalarını bütünleştirmek. Tabii bu çerçevede ormanlaştırma önem arz ediyor.
Üçüncü amaç: Biyoçeşitliliğin korunması, turizm odaklı olarak yerel halkın geçimini sağlamak.
Projenin temel ilkeleri sıralanacak olursa; (1) Hem gelişmiş hem de gelişmemiş alanlarda doğal kaynakları ve ekosistemi korumak, restore etmek ve sürdürmek. (2) Arazi kullanım planlamasının ilk adımı olarak doğal kaynakları değerlendirmek ve çevresel canlılık alanlarını belirlemek ve bunun için en iyi bilimsel yöntemi kullanmak. (3) Önemli ekolojik işleve sahip koruma alanları, kritik habitatlar ve bu alanları halihazırda korunan alanlarla birleştirecek koridorlar oluşturmak. (4) Su kaynaklarını, ovalardaki taşkını, sulak alanları ve diğer tampon bölgeleri koruyarak değerli olan yağmur suyunu yönetmek. (5) İyi bir bitki örtüsü oluşturarak, asfaltlanmış alanları azaltarak hava ve su kalitesini artırmak. (6) Çevresel eğitim fırsatlarını artırarak açık alan ve doğal alanların yönetimini geliştirmek. (7) Biyoçeşitliliği korumak ve bölgedeki toplum ve doğa arasında sürdürülebilir bir ilişkiyi teşvik etmek için bölgedeki vatandaşları, kuruluşları ve ajansları işin içine katmak. (8) Bölge vatandaşları için yaşam kalitesini zenginleştirmek ve açık alanlara erişimi artırarak turizm ve doğal kaynaklara dayalı endüstriyi desteklemek. (9) Yeşil alt yapılı arazi kullanılarak, ulaşım, su ve kanalizasyon planlaması yapılarak çevre kalitesini korumak.
Sonuç olarak, doğal alanlar ve yeniden ağaçlandırmalar ile, verimli besin döngüsü, toprak zenginleştirme ve taşkın kontrolü gibi çok çeşitli ekolojik olay gerçekleştirilmiş. Balıklar, doğal yaşam ve bitkiler için uygun habitatlar sağlanmış. Yangın, kuraklık ve sel gibi doğal afetler karşısında çevresel esneklik artırılmış. Yaban hayatı dostu, çevreye duyarlı düzenlemeler ve teşvik programları oluşturulmuş, farkındalık eğitim ve öğretimine önem verilmiş, yerel yönetim kaynakları, bölgesel ortaklıklar ve planlamalar, yasal çerçeveler oluşturulmuş.
Las Terrazas bilgi toplama ve izlemeye dayalı muazzam bir proje olarak sosyalist devrimin insanlığa armağanıdır.
4.3.1. Las Terrazas’ta Sağlık Hizmetleri
Las Terrazas projesinin amaçlarından biri de bölge halkının eğitim, sağlık gibi kamusal hizmetlere ulaşımının sağlanması yoluyla sosyoekonomik açıdan gelişmenin sağlanmasıdır. Bu amaçla ülkenin genelinde olduğu gibi birinci basamak sağlık hizmetleri en ücra yerlere dahi ulaşacak biçimde örgütlenmiştir.
Las Terrazas bölgesinde de birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumunda aile hekimliği merkezi rol oynamaktadır. Ziyaretimiz sırasında Laz Terrazas’ta Consultorio adı verilen aile hekimliği biriminde iki doktor ve bir hemşire bulunmaktaydı. Aile hekimi olarak çalışan hekimlerden biri 35 yıldır burada çalışırken diğer genç hekimin ise 3 yıldır çalıştığını öğrendik.
Küba genelinde aile hekimleri sorumlu oldukları nüfusun yaşadığı mahallelerde yaşarlar ve böylece hizmet ettikleri toplumu tüm yönleriyle tanırlar ve o toplumun bir parçası haline gelirler. Bu durum aynı zamanda hizmetin sürekliliği ve hasta hekim arasındaki güven ilişkisinin kurulması açısından da önemlidir. Ziyaretimiz sırasında aile hekimlerinin öncelikli görevlerinin sağlığın korunması ve geliştirilmesi olduğu, sağlık sorunlarının tedavisinin yapıldığı ve gerektiğinde hastaların Policlinicos adı verilen uzmanlık birimlerine sevkinin sağlandığı belirtildi.
Sağlığı geliştirici hizmetler arasında hijyen konuları (el yıkama eğitimi), fiziksel aktivite, obezitenin önlenmesi gibi konularda eğitimlerin verilmesi bulunmaktaydı. Koruyucu sağlık hizmetleri bebek ve gebelerin koruyucu sağlık muayenelerinin yapılması, aşılama, yaşlılara yönelik hizmetleri kapsıyordu. Aynı zamanda hemşireler ve hekimler evlere giderek halkın yaşam koşullarını yerinde incelemek, sağlık kurumuna gelemeyecek kişilere hizmet ve sağlık eğitimi vermek amacıyla ev ziyaretleri yaptıklarını belirttiler.
Günümüzde “Tek Sağlık” yaklaşımı olarak nitelenen insan ve hayvan sağlığını birlikte ele alan yaklaşımın Küba’da nasıl vücut bulduğunu da yakından dinleme şansımız oldu. Bu kapsamda, Aile hekimi ev ziyaretleri sırasında hanede yaşayan evcil hayvanların da sağlığını gözlemleyerek, hayvanlara yönelik aşılarının yapılıp yapılmadığını, iyi beslenip beslenmedikleri ile de ilgilendiklerini belirtti. Koruyucu sağlık hizmetleri ve ev ziyaretlerinin yaptıkları çalışmaların önemli bir kısmını oluşturduğunu, önceliklerinin sağlığın korunması ve geliştirilmesi olduğunu belirtti.
Las Terrazas’ta tüm çocukların COVID-19 aşısı dâhil aşılarının yapılmış olduğu, COVID-19 nedeniyle ölümün olmadığı belirtildi. Bununla birlikte ablukanın etkileri sağlık hizmetlerinin sunumunda da olumsuzluklara neden olduğu, temel birtakım malzemelere ulaşmakta sıkıntılar yaşandığı ifade edildi.
Küba’da sağlık sadece hastalıkların tedavisine odaklanmamakta, sağlığın toplumsal belirleyicileri olan barınma, beslenme, sağlık hizmetlerine toplum katılımı gibi toplumsal boyutuyla ele alınmakta ve ülkenin sınırlı kaynaklarına rağmen sağlık hizmetlerine öncelik verilmektedir. Sağlık hizmetleri toplumun tümüne ücretsiz olarak ulaştırılmakta, sağlık için gerekli olan beslenme ve barınma gibi yaşamsal gereksinimler kamusal olarak karşılanmaktadır.
Las Terrazas gibi kırsal bir bölgede de bu anlayışla sağlık hizmeti sunulduğunu ve sosyalist sistemin ayrılmaz bir parçası olarak ele alındığını gözlemledik.
- Kaynak: J. D. Davey, After the revolution, sustainable development – Las Terrazas, Cuba, WIT Transactions on Ecology and the Environment, Vol 81, © 2005 WIT Press www.witpress.com, ISSN 1743-3541 (on-line)