- ZUHAL OKUYAN, ŞADAN TÜTÜNCÜ, ÖZGÜR SELVİ
5.0. KENT TARIMI BAHÇELERİ
5.1. Küba’da bir kent tarımı merkezini ziyaret: Vivero Alamar örneği
Küba’da ‘organoponico’ olarak adlandırılan kent tarımı bahçeleri gerek gübre gerekse pestisitler açısından herhangi bir kimyasal kullanmayan, kentlerin içinde ya da çevresinde tarımsal üretim yapan yerler. Havana’nın Alamar bölgesinde ziyaret ettiğimiz Vivero Alamar Kent Bahçesi (Organoponico Vivero Alamar) bir kooperatif; ülke dışında da ilgi odağı olmuş kent bahçelerinin ilk örneklerinden biri. 1997 yılında devletin başlattığı bu uygulama, daha önce 1990’ların başında Raul Castro’nun öncülüğünde daha küçük ölçeklerde ordu tarafından uygulanmış.
Özel dönemde ağır petrol ve enerji krizi yaşanınca tarım tüm ülkede durma noktasına gelmişti. Bu dönemden önce Küba’da tarım çok büyük ölçekli ve mekanize bir biçimde yapılıyor, üretimde kimyasal girdilere çok gereksinim duyuluyordu. Özel dönemde bütün bunlar durunca kent tarımı uygulamasına geçildi ve kentlerde ve çevrelerinde tarım yapmak için uygun alanlar seçildi.
Fotoğraf 9: Havana’da Vivero Kent Tarım Merkezi’ni ziyaret
Burası üretime küçük bir alanda başladı; önceleri sadece beş kişi çalışıyordu. Başında bir tarım uzmanı olan merkezin kısa sürede elde ettiği başarı mahalleden daha fazla kişinin katılmasına neden oldu. Böylelikle giderek büyüyen bir kooperatifleşme süreci başladı. Çalışanlar çeşitli alanlarda eğitim almaya, konferanslara katılmaya başladılar. Dikilecek bitkiler tartışılarak giderek burada bir bilgi birikimi yaratılmaya başlandı. Bu öğrenme süreci ile birlikte zaman içinde ekilen biçilen alanlar büyüdü ve güzel ve şaşırtıcı sonuçlar alınmaya başladı ve daha fazla aile bu sürecin parçası oldu. Sonuçta Vivero Alamar uluslararası alanda da ödüller kazandı. Kent bahçeleri konusunda kısa bir araştırma yapılsa buranın adının uluslararası tanınan bir yere dönüştüğü, başka ülkelere giderek danışmanlık hizmeti verdiği görülür. Burada sebze, meyve ve süs bitkileri üretimi ve hayvan yetiştiriciliği yapılıyor. Üretim için gereken gübre de burada üretiliyor.
Bu bölgede yaşayan ailelerin, iş yerlerinin, okul ve hastanelerin gıda ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan 11 hektarlık (110 bin m2) bir alandan söz ediyoruz. Şu anda 150 civarında çalışanı var, çalışanlar bu bölgede yaşıyorlar.
Devletin uzman desteği sağladığı çiftliğe ayrıca uluslararası destek ve yardım da gelmiş. Başarının temel sebebi üretimin organik olması, herhangi bir kimyasal kullanılmaması. Dünyada kitlesel ölçekte organik tarım yapılması pek fazla rastlanılan bir durum değil. Burada yapılan organik tarım halkın temel ihtiyaçlarının giderilmesi, iyi ve temiz ürün elde edilmesi için yapılan bir üretim, yoksa iç piyasaya sertifikalı ürün vermek için değil!
Kimyasal maddelerin hiç kullanılmadığı çiftlikte değişik gübre kaynakları kullanılıyor. Bu süreçler şöyle özetlenebilir:
1) Kompost üretimi
2) Hayvansal gübre üretimi
3) Solucan gübresi üretimi (hayvansal gübre bu süreç için de gerekiyor)
Bol miktarda mineral içeren toprak oldukça zengin ve yağmur yağdığında yağmur sularının hızlı bir şekilde drene olmasını sağlayan bir yapıda. Yaz ve kış ürünleri ayrı ayrı belirleniyor, bunların ekim ve hasat zamanları farklı farklı. Böylelikle çok çeşitli ürün elde ediliyor.
Fotoğraf 10: Vivero Kent Tarımı Merkezi’nde ekili bir alanda biyoçeşitlilik göze çarpıyor.
Tarım zararlılarını da dikkate almak gerekiyor; özellikle çok yağış alan dönemde böcek ve mantarlar artış gösteriyor. Bunlara karşı mücadele için birden fazla yöntem kullanılıyor. Hiçbir şekilde kimyasal kullanılmayan üretimde tuzak ve biyolojik yöntemler kullanılıyor; zararlılarla mücadele çok basit bir biyoçeşitlilik ilkesi ile veriliyor. Bazı bitkiler koku ve renkleri ile çeşitli zararları uzak tutuyorlar. Biyoçeşitlilik ilkesi aslına bakarsanız her türlü sorunun çözümü. Biyolojik mücadelede kullanılan bitkilerin arasında mısır ve ayçiçeği de var, böcekler belli renklere geliyor. Sarı ve mavi renkler en çekici olanlar. Örneğin mavi tabelalar tuzak olarak kullanılıyor, üstleri bir çeşit yağ ile kaplanarak böceklerin yapışması sağlanıyor.
Biyolojik preparatlar ise değişik yönergeler doğrultusunda kimi toprak kimi bitki üzerinde uzmanlaşmış çok sayıda uzman kurumun rehberliğinde hazırlanıyor. Ortalama olarak bir ailenin 15-20 gün içinde burada üretilen ürünlerden 20-30 kg kadar gereksinimi var. Bazı ürünler, mesela patates ve mısır burada üretilemiyor. Nüfusun özelliklerine ve gereksinimlerine göre de üretim yapılabiliyor. Örneğin, pandemi sırasında gebe kadınlarda ve çocuklarda demir eksikliği olduğu belirtildiği için demirden zengin bitkilerin üretimi yapılmış.
Tohumlara gelince, içeriği %50 solucan gübresi, %25 kompost ve % 25 de biyokömür olan özel bir karışımın içine ekiliyor. Kendi ürünlerinden elde edilen bir tohum bankası var, ama tohumların önemli bir bölümü ilgili enstitülerden geliyor.
Kuvvetli fırtınaların etkisini kesmek için çoğu meyve ağacı olmak üzere birçok ağaç dikilmiş. Bitkiler mikro klimaya göre seçiliyor. Farklı mikro klimalarda aynı bitkinin farklı türleri daha dayanıklı olarak yetişebiliyor; buraya da buraya uygun bitkiler ekilmiş. Hassas bitkiler ise örtü altında ya da özel yataklarda yetiştiriliyor. Burada yapılan tarımın en önemli özelliklerinden biri kullanılan yükseltilmiş yataklar, bu yatakların yapımı için belli standartlar var. Buna göre ekim yapılıyor.
Tonlarca hayvan gübresi bir süre güneş altında bekletildikten sonra sönerek, asit oranı düşürüldükten sonra kullanılıyor. Kırmızı solucanlar bu gübre ile besleniyorlar. Farkı tabakalardan oluşan solucan gübresi 75 günün sonucunda olgun hale geliyor. Zamanı geldiğinde üstteki tabaka kaldırılarak gübrenin hazır hale gelip gelmediğine solucan sayımı yapılarak ve gübrenin ısısı ölçülerek karar veriliyor. Fermentasyon sürecinin tamamlanıp tamamlanmadığına bakılıyor.
Biyokömür üretimine gelince, bir metre derinliğinde iki metre çapında iki çukur yan yana açılıyor. Odunlar içine yerleştiriliyor ve bunlar yakılıyor ateşin sönmesine hiç izin verilmiyor. Bütün madde yandıktan sonra üzerine su atılıyor su atılması ile beraber tahtaların üzerinde gözenekler oluşuyor. Bu maddenin toprağı besleme amacı yok. İşlevi, bitkinin cinsine göre bitki ile minerallerin etkileşimini ve toprağın nemini düzenlemek ve böylelikle toprağın istenen yapısının korunmasını sağlamak.
Tıbbi aromatik bitkiler bölümündeki bitkiler ise tıpta, kozmetik sanayinde ve parfüm yapımında kullanılıyor. Ayrıca bitki zararlılarına karşı yetiştirilen bitkiler de var.
5.2. Günümüz Küba tarımından bir kesit
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Küba’nın içine düştüğü politik ve ekonomik izolasyon ve ABD’nin uyguladığı abluka nedeniyle yöneticiler Küba halkının aç kalmaması için yeni bir dönem başlatmak zorunda kaldılar. Başta mazot ve makine yedek parçaları olmak üzere kısıtlılıklar ve yoksunluklar yeni bir tarım modeli geliştirilmesine neden oldu. Ayrıca en çok üretilen ürünlerden biri olan şeker kamışının artık eski Sosyalist ülkeler tarafından alınmaması ve karşılığında besin maddesi gelmemesi 1990’lı yıllarda büyük bir sorun oluşturdu. Küba halkı tüm adil ve merkezi gıda dağıtımına rağmen açlıkla karşı karşıya kaldı. Ancak bu yoksunluk yaratıcılığı beraberinde getirdi. Petrol sıkıntısı sadece traktör gibi mekanize tarım araçlarının kullanımını etkilemedi, aynı zamanda ürünlerin nakliyesi de bir problem oluşturmaya başlamıştı. Bütün bu sıkıntılar Kent Bahçeleri modelini doğurdu. Böylelikle nakliye masrafı da azalacaktı. Tüm nüfusun %20’sini oluşturan başkent Havana başta olmak üzere büyük kentlerin içinde ve yakınlarında uygun yerlere bu bahçelerden kuruldu. Kent Bahçesi deyince değişik büyüklüklerde, tarım yapılan yerleri anlıyoruz. 1998’e gelindiğinde Havana ve civarında 30.000 kişinin çalıştığı 8 binden fazla irili ufaklı Kent Bahçesi kurulmuştu. Büyüklükleri farklılık gösteren bu bahçelerin 5 ayrı tipi oluştu:
1) Halkın küçük alanlarda özel olarak ekip biçtiği bahçeler (huertos populares)
2) Kamu kuruluşlarının ya da bireylerin yükseltilmiş yatak ve doğal gübre ile üretim yaptıkları yerler (huertos intensivos)
3) İş yerleri ve fabrikaların yemekhaneleri için üretim yapan bahçeler (auto consumos)
4) Çiftçilerin kentlerin çevrelerinde işlettiği bahçeler (campesinos particulares)
5) Devlet tarafından işletilen, bir şekilde otonomisi de olan, elde edilen kârın kısmen çalışanlara da paylaştırıldığı büyük çiftlikler (empresos estatales)
Fotoğraf 11: 2013’de Zuhal Okuyan tarafından belgelenmiş bir kent tarım merkezi ekili alanı.
Ekonomik kısıtlılıklar tarımın yapılma yöntemlerini de etkiledi, örneğin traktör yerine hayvan gücü kullanılması, pestisitler yerine doğal mücadelenin yer alması devlet tarafından motive edildi. Ekoloji alanında çalışan bilim insanları biyolojik savaş yöntemlerini geliştirdiler, kimyasal gübre yerine doğal gübreler kullanılmaya başlandı. Şu anda ülkenin her yerinde solucan gübresi elde edilen çiftlikler var. Küba, devlet eliyle ekolojik tarım uygulaması yapan dünyanın tek ülkesi. Bunu organik sertifika almak için değil, önceleri mecbur kaldığı için, sonradan da halka zehirsiz ürünler sunmak, biyoçeşitliliği korumak ve doğaya zarar vermemek için devlet politikası haline getirdi. Ekolojik tarıma geçiş süreci çok sayıda devlet kuruluşunun ve bilimsel enstitünün işbirliği ile gerçekleşti; ülke çapında yaygın örgütlenmeler olan Devrimi Savunma Komiteleri ve Küba Kadın Konfederasyonu gibi örgütlerden de katkı alındı.
Ekolojik tarım daha fazla insan gücüne gereksinim duyduğu için işgücü istihdamı da bu tür tarıma göre olmaktadır. Yüksek eğitimli oranı çok yüksek olan Küba’da tarımın tekrar çekici bir iş haline gelmesi devlet tarafından özendirilmektedir. Gerçekten de ekolojik tarım insanlar için önemli bir gelir kaynağı olmaya başlamıştır. Ayrıca tarımın bu şekilde örgütlenmesi gıda egemenliğini sağlamak için de önemlidir. Gıda egemenliği ve gıda güvenliği Küba’da önem verilen bir konudur; bu konuda gerekli mevzuat geliştirilmekte, yeni bir kanun teklifi hazırlanmaktadır.
Ekolojik tarım mikro iklimin iyileşmesine, ürünlerin geri dönüşümüne, su ve biyolojik çeşitlilik yönetimine, kentsel atıkların en aza indirilmesine, daha az ulaşım masrafına ve enerji kullanımının azalmasına katkıda bulunduğundan gerçek anlamda sürdürülebilir bir çevre stratejisi oluşturur. Verimsiz, atıl veya yeterince kullanılmayan alanlardan yararlanılarak gıda üretim birimleri oluşturulmaktadır. Küresel ısınma, Küba’da yüksek yoğunluklu meteorolojik olayların görülme sıklığını arttırmıştır. Bu tarımsal üretkenlik için ciddi sonuçlar doğuran bir durumdur, kentsel tarımda yöntemsel olarak tarımsal ürün çeşitliliğini artırmak etkili çözüm yollarından biridir. Bitki ve hayvan üretiminin entegre yapılıyor olması, çeşitli bitkilerin bir arada yetişmesi, gübrenin de aynı yerde üretiliyor olması ve kimyasal kullanılmaması sürdürülebilir çevre yönetimine katkı sağladığı gibi biyoçeşitliliğin korunması için de önemlidir. Bu tarım yöntemine geçiş ile daha önce unutulan veya yok olmaya başlamış türler korundu. Biyoçeşitlilik, ekolojik tarımın temel ilkesi olduğu için bu bahçelerde uygun prensipler çerçevesinde üretim yapılmaktadır.
Ekolojik tarımın uygulanması ile birlikte yeni sulama sistemlerinin geliştirilmesi gerekti ve özel planlar oluşturuldu. Daha az su tüketen ancak aynı zamanda bitkinin ihtiyacına göre tam zamanında uygulanan damlama ve yağmurlama sulama sistemleri ile tasarruflu sulamaya geçildi.
Küba tarımının en önemli özellikleri
Gıda egemenliği ve gıda güvenliği ulusal bir sorun olarak ele alınır.
1) Kurumlar arası işbirliğine dayanır.
2) Bilimsel temeller üzerinde merkezi planlama ile gelişir.
3) Kimyasal girdiler minimuma indirilmeye çalışılır.
4) Biyoçeşitliliğe çok önem verilir.
5) Halkın temiz ve besleyici gıdaya erişmesi sağlanır.
6) Su kullanımını azaltan yöntemler uygulanır.
7) Tek tip değil, çoklu ürün yetiştirilir.
Kaynaklar
Clouse, Y.,Farming Cuba, Urban Agriculture From The Ground Up, Princeton Architectural Press, New York, 2014
https://www.ecured.cu/Agricultura_urbana_en_Cuba
https://www.elonnewsnetwork.com/article/2013/02/cuba-emerges-as-a-susta…
https://www.minag.gob.cu/wp-content/uploads/2022/03/folleto-organoponicos.pdf
https://www.minag.gob.cu/#ministerio
Población y organoponía como estrategia de desarrollo local, CEDEM/Novedades en Poblacion, no:25, 2017 (www.novpob.uh.cu)