ABD’nin Küba’yı “terörü destekleyen ülkeler” listesine almasının yankıları sürüyor. Dünya üzerinde bir meşruiyeti olmayan bu karar, her ne kadar insanlık açısından bir değer taşımasa da, Küba halkına dönük yaptırımlara zemin hazırlaması nedeniyle Kübalılar için can sıkıcı.
‘Küba terörizmin mağduru bir devlet’
Küba Ankara Büyükelçisi Luis Amorós Núñez ABD’nin kararını soL’a değerlendirdi. “Küba’nın bu tek taraflı ‘terörizmi destekleyen ülkeler’ listesine dahil edilmesi bir ikiyüzlülük” diyen büyükelçi şöyle konuştu:
“Küba, gayet iyi bilindiği üzere, terörizmi desteklemiyor. Herkesin bildiği politikamız ve geleneksel yaklaşımımız tüm biçimleriyle terörizmi, özellikle de devlet terörizmini, kim tarafından, kime karşı ve nerede yapılırsa yapılsın, reddetmektir. Küba, terörizmin mağduru olan bir devlet. Halkımız bizzat terörizmden çekti. ABD hükümetinin gerçekleştirdiği eylemler sonucunda, ABD resmi yetkililerinin bilgisi dahilinde o ülke topraklarında planlanmış ve desteklenmiş eylemler sonucunda halkımızdan 3478 kişi yaşamını yitirdi, 2009 kişi sakat kaldı.”
Kararın gerekçesi saçmalıklarla dolu
Jose Marti Küba Dostluk Derneği Başkanı Yiğit Günay ABD kararında pek de üzerinde durulmayan gerekçelere dikkat çekti. Günay’a göre listeye alma kararı herkesin dikkatini çekti ancak kararın gerekçeleri o kadar konuşulmuyor. Günay “saçmalıklarla dolu” olduğunu söyledi gerekçeleri şöyle değerlendirdi:
“Sanıyorum bu kararın ne kadar ikiyüzlü bir karar olduğunu Türkiye’deki herkes ilk bakışta görebilir, biz ABD’yi de, Küba’yı da yeterince tanıyoruz halk olarak. Ben başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Türkiye’de sanıyorum sıklıkla iktidar adına, yargı adına, medya adına atılan adımları savunurken söylenilen sözler karşısında ‘bu kadar da mantıksızlık, akılsızlık, basiretsizlik olmaz’ diyoruz. ‘En azından bize özgü değil, en gelişmiş kapitalist ülkede bile var bu akılsızlık’ diye rahatlayacağını düşünen varsa, ABD’nin bu son Küba kararının metnine bakmasını tavsiye edebilirim.
Şaka gibi. Haber ajansları, karar metninin tamamını yayımlamadılar, fakat metin, ABD dışişleri bakanlığı sitesinde duruyor. Karar diyor ki, Kolombiya’da silahlı mücadele yürüten ELN örgütünün liderleri, Kolombiya hükümetiyle barış görüşmeleri yürütmek için Havana’ya gittiler, sonradan Kolombiya hükümeti bu kişileri sınırdışı edin dedi ama Küba sınırdışı etmedi. E bu insanlar barış görüşmeleri için geldiler zaten Havana’ya, Küba da arabulucuydu?
İkinci gerekçe, ABD mahkemelerinden ceza almış üç ABD’li eylemcinin Küba’da olması. Bunların üçü de 1970’li yıllarda siyahların başını çektiği devrimci ve insan haklarını savunan mücadelenin neferleri. Biri 1971’den, diğeri 1972’den, sonuncusu 1973’ten kalma… Aradan yarım asır geçti, ABD’de siyahlar hâlâ eziliyor, daha yeni ırkçı beyazlar Kongre’yi bastılar, kim 1970’lerde siyahların adil yargılandığını iddia edebilir?
Ama sanıyorum en tuhafı üçüncü ve son gerekçe. Zaten kendileri de bunun tuhaflığının farkına varmış olacaklar, açıklamada, ‘bugünkü kararımızın esası olan uluslararası terörizme desteğin yanı sıra, bir de, Küba rejimi bölgede kötü davranışlar sergiliyor’ demişler, hani ‘e bunun ne alakası var’ denmesin diye. Diyor ki ABD, Küba istihbaratı Venezuela’nın güvenlik güçlerinin içine sızmış, Maduro’ya yardım ediyormuş, bu yardım da Küba’da ‘uluslararası teröristlerin barınıp serpilmesine uygun bir ortam’ hazırlıyormuş…
Trump yönetimi bu adımı giderayak attı; ve ne kadar tek taraflı, ne kadar akla aykırı, ne kadar saçma olsa da bu kararın pratikte Küba’ya özellikle dış ticaret alanında zarar vereceği kesin. Biden yönetiminde ilişkilerin nasıl gelişeceğini göreceğiz.”