Küba dostları Moncada Kışlası Baskını’nın yıl dönümünde Ankara’da buluştu
José Martí Küba Dostluk Derneği (JMKDD), Küba’da her 26 Temmuz’da “Ulusal İsyan Günü” olarak kutlanan Moncada Kışlası Baskını’nın 69. yıldönümünde Ankara Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde “Küba Devrimi’nin İlk Adımı” etkinliğini düzenledi. Küba dostlarının katılımıyla gerçekleşen etkinlikte Küba Devrimi’nin mihenk taşı Moncada Kışlası Baskını’nın yıldönümü kutlandı.
Etkinlikte JMKDD Yönetim Kurulu Üyesi Yasin Çalış, Türkiye Komünist Partisi (TKP) Merkez Komite Üyesi Ozan Yılmaz ve Küba Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Alejandro Francisco Díaz Palacios konuşma yaptı. Konuşmaların ardından “Devrimin ilk adımı: 26 Temmuz” belgesel gösterimi gerçekleştirilirken, Küba dostları ülkeye uygulanan ablukaya karşı destek fotoğrafı çektirdi.
26 Temmuz Hareketi
JMKDD Yönetim Kurulu Üyesi Yasin Çalış etkinliğin açılış konuşmasında, Kübalıların tarihlerinde gururla andıkları en önemli anlardan birinin 26 Temmuz 1953’te gerçekleştirilen Moncada Kışlası Baskını olduğunu belirterek, ‘26 Temmuz Hareketi’ hakkında şunları söyledi:
“Peki nedir 26 Temmuz? 26 Temmuz Hareketi kimlerden oluşur? Ya da tüm dünya halklarına ama özellikle de Latin Amerika halklarına ilham vermiş olan bu hareketin önemi nedir?
26 Temmuz 1953 ve buradan hareketle 26 Temmuz Hareketi, sonu hep yağmaya, umutsuzluğa çıkan burjuva demokrasilerinden radikal bir kopuştur. Halkın gerçek taleplerinin burjuva düzende asla karşılanamayacağını kavrayan Fidel ve yoldaşlarının, emekçi kitlelerle birlikte, tarihi ileri sarmasıdır.”
Kübalıların mücadele hafızası
Küba halkının özellikle 19. yüzyılda Carlos Manuel de Cespedes, Ignacio Agromante ve José Martí önderliğinde İspanyol sömürgeciliğine karşı onurlu bir mücadele verdiğini belirten Çalış, bu mücadelenin Küba halkının hafızasında bir daha çıkmamak üzere güçlü bir yer edindiğini belirtti.
Küba 20. yüzyılda ABD sömürgeciliğinin boyunduruğuna girse dahi Kübalıların mücadele mirasını diri tuttuğunu vurgulayan JMKDD Yönetim Kurulu Üyesi Çalış, 1959’da Küba Devrimi gerçekleşene kadar kukla hükümetlerin ülkeyi ABD’ye peşkeş çektiğini söyledi.
‘26 Temmuz Hareketi’nin karşısına aldığı burjuva düzenidir’
Yasin Çalış, 26 Temmuz Hareketi’nin sadece “tek adam rejimine” karşı birleşerek Küba Devrimi’ni gerçekleştirmediğini belirterek şunları söyledi:
“26 Temmuz hareketini, salt Batista tiranlığına karşı, ya da günümüzün popüler ifadesiyle söyleyecek olursak “tek adam rejimine” karşı oluşturulmuş bir hareket olarak görmek bir hatadır. Fidel ve yoldaşlarının karşılarına aldığı, adlı adınca burjuva düzeniydi. Hiçbir iyi niyetli politikanın, ya da kimi ahlaklı politikacıların, ABD sermayesinin ve Kübalı oligarşinin hükmü sürdüğü sürece işsizliği, hayat pahalılığını, ayrımcılığı çözemeyeceğini biliyorlardı.”
‘Küba hakkındaki çarpıtmalara izin vermeyeceğiz’
Fidel ve yoldaşlarının mücadelesinin bağımsızlık, toplumsal adalet ve kalkınma programı olduğunu ifade eden Çalış, eşitsizlik ve sömürünün kol gezdiği dünyada “sosyalizmden aşağısının kurtarmayacağını” gösteren Küba’yı anlamak ve anlatmanın en önemli görevlerden biri olduğu söyledi.
Çalış, yaşanan sorunların kaynağını Küba’nın sosyalist demokrasisine mal etmeye çalışanların gerçeği çarpıtmalarına izin verilmeyeceğini belirterek sözlerini noktaladı.
‘Moncada Kışlası Baskını çürümüş düzene başkaldırıdır’
TKP MK Üyesi Ozan Yılmaz yaptığı konuşmada, “Küba ABD emperyalizmi tarafından sömürgeleştirilmiş, halkı eğitimsiz bırakılmış, sağlık hizmetlerine erişemez hale getirilmiş, toprak tekellere teslim edilmişti. Küba’da düzen çürümüş, yolsuzluklar ayyuka çıkmış, bir darbeyle yeniden iktidarı alan Batista halka zulmetmekteydi” diyerek Moncada Kışlası Baskını’nın çürümüş düzene bir başkaldırı olduğunu belirtti.
Hareketin “romantik gençler tarafından girişilmiş bir macera” olmadığını vurgulayan Ozan Yılmaz, “Fidel ve arkadaşları halkın örgütlü bir güç olarak iktidara karşı ayaklanmasını hedeflediler” dedi.
‘Küba sosyalizmi zorlukları alt etmeyi başaracak’
Ozan Yılmaz konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Fidel ve arkadaşlarının bu uzlaşmaz tavrı emperyalizm için her zaman tehdit olarak görüldü. Küba’ya diz çöktürmek için yıllarca süren bir abluka ile karşı karşıya kalındı. Sovyetler Birliği’nde sosyalizmin çözülmesi ile birlikte bu ablukanın dozu arttı.
Bugün başta ABD Küba’da sosyalizmin yenilmesi için her türlü fırsatı kolluyor. Abluka ile baltalanan Küba ekonomisi pandeminin de etkisiyle ülkede bazı zorlukların yaşanmasına neden oluyor. Tüm bu zorluklara rağmen Küba halkı örgütlülüğünü koruyor ve ABD emperyalizmine diz çökmüyor. Ve biz biliyoruz ki Küba sosyalizmi yine zorlukları alt etmeyi başaracak.”
‘Emekçi halkı aldatmak için büyük bir oyun kuruyorlar’
Emekçilere hiçbir fayda sağlamayan düzenin yıkılması gerektiğini belirten Yılmaz, “Bu akılsız düzen emekçi halklara hiçbir umut vadedemiyor. Bu düzenden insana, doğaya, yaşama dair en küçük bir fayda gelmeyeceğini biliyoruz. Dünya üzerinde büyük bir yıkım yaşanıyor” dedi.
TKP MK Üyesi Ozan Yılmaz, Türkiye’deki güncel siyasi durum ve düzen muhalefeti hakkında “Bugün AKP karşısında alternatif olduğunu söyleyen düzen muhalefeti ise emekçi halkımızı aldatmak için büyük bir oyun kuruyor. Onlar da emperyalizmle iş birliği yapacak, onlar da sermaye sınıfı adına söz söyleyecek, onlar da patronlara hizmet edecek. Laiklik onların iktidarında da ayaklar altına alınacak” ifadelerini kullandı.
‘Yeniden kokuşmuş olanı yıkalım, devrim diyelim’
Ozan Yılmaz konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıl dönümüne değinerek şunları söyledi:
“Bugün değil yalnızca bundan neredeyse 100 yıl önce yine çürümüş Osmanlı düzenine karşı Mustafa Kemal ve arkadaşları yürüttükleri mücadele sonucunda cumhuriyet kuruldu. Gelecek yıl cumhuriyetimizin 100 yılı. 100 yıl sonra ülkemizde bir cumhuriyetten söz etmek mümkün değil. TKP kamuoyu ile önemli bir çağrıyı paylaştı bu vesile ile. “2023 Yeniden” başlığını taşıyor bu çağrı. Yeniden kokuşmuş olanı yıkalım, yeniden bu toplumu ülkemizi ayağa kaldıralım, yeniden devrim diyelim. Bu sefer emekçi iktidarı ile taçlandıralım devrimimizi.
Halkımız örgütlenecek ve bu düzenden kurtulacağız.”
Yılmaz konuşmasını “Dünyanın her yerinde emekçiler bu adaletsiz düzeni yıkacaktır. Bu kaçınılmaz sondur” diyerek sonlandırdı.
100. Yıl Hareketi
Küba Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Alejandro Francisco Díaz Palacios yaptığı konuşmada, “Yıllar önce bugün, yani 26 Temmuz günü, Küba tarihi için çok önemli bir tarihti. Çünkü 26 Temmuz 1953’te Commandante Fidel Castro öncülüğünde bir grup silahlı genç, Küba’da bir başkaldırı başlattı. Bu gençler kendilerini ‘100. Yıl Hareketi’ adında bir örgütlenme altında birleştiler” dedi.
Palacios, hareketin çıkış adının kaynağını şu şekilde açıkladı:
“Bunun sebebi, ulusal kahramanımız José Marti’nin doğumunun 100. yıl dönümü olmasıydı. Santiago de Cuba’da Moncada Kışlası’na baskın yapan bu hareket, Marti adına kendilerine ‘100. Yıl Hareketi’ dedi. 10 Mart 1952’de darbeyle iktidara gelmiş olan Batista yönetimi tiranlığına karşı bu gençler bir araya geldi.”
‘Halkın halk için yaptığı bir devrim’
ABD’nin desteğiyle Batista tiranlığının sürdüğünü belirten Büyükelçi Palacios, Batista yönetiminin muhalefeti bastırmak için kanlı eylemler yürüttüğünü, bu dönemde ülkenin en aydın ve ilerici gençlerinin de aralarında bulunduğu 29 bin kişinin katledildiğini hatırlattı.
Küba Devrimi’nin Fidel Castro’nun ifadesiyle “Halkın halk için yaptığı bir devrim” olduğunu ifade eden Palacios, ABD’nin karşı devrimci eylemlerinin Küba halkı tarafından püskürtüldüğünü söyledi. Küba Büyükelçisi Palacios, Küba’yı ablukaya alan ABD emperyalizminin karşı devrimci ve halk düşmanı hareketleri desteklediğini belirtti.
‘Zafere kadar daima’
Palacios, ABD’de Trump yönetimiyle birlikte Küba’ya yönelik ablukayı daha da sıkılaştırdığını, Küba dostlarının desteğinin kıymetli olduğunu söyledi.
Küba halkının kazanımlarını korumaya ve ilerletmeye kararlı olduğunu vurgulayan Büyükelçi Palacios, Ernesto ‘Che’ Guevara’nın “Zafere dek daima” sözleriyle konuşmasını bitirdi.
Devrimin ilk adımı: 26 Temmuz
Konuşmaların ardından Ankara Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde belgesel gösterimi gerçekleşti. Küba dostları “Devrimin ilk adımı: 26 Temmuz” belgeselini izlemesinin ardından, Küba’ya destek için fotoğraf verdiler.